26 Mart 2023, Pazar
26 Mart 2023, Pazar
Uygarlığın gelişiminde önemli rolü olan fikri ürünlerin özgün olması, hiç şüphesiz ki o ürünü meydana getiren kişi açısından olduğu kadar o üründen faydalanan kişiler açısından da ehemmiyet taşır. İnsanın yaratıcı yeteneğinin sonucunda ortaya çıkan ürünler, insanlığın gelişimine katkı sağladığı için evrensel özelliği haizdir.
Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, eser sahiplerinin ve haleflerinin menfaatini koruyan bir hukuk dalıdır. Fikir ve sanat eserlerinin ülke sınırlarını aşarak diğer ülkelerde de sevilmesi, faydalı bulunması sebebiyle ülkesel düzenlemeler yeterli gelmediği için eser sahiplerinin haklarının diğer ülkelerde de korunması gerekmiştir. Bu gereksinim, 1883 yılında Paris Sözleşmesi, 1886 yılında Bern Sözleşmesi ile karşılanmaya çalışılmıştır. Bern Sözleşmesi’ne taraf olan devletler, Sözleşme’de yer alan kuralları kendi ülkeleri için ’asgari koruma kuralları’ olarak belirlemiş ve iç hukuk düzenine de bu asgari kuralları yerleştirmiştir. Sözleşmelerle asgari şartlar koyma amacı, Bern Sözleşmesi’nden sonra Roma Sözleşmesi, WIPO Sözleşmesi ve AB direktifleriyle sürdürülmektedir1. Böylece eser sahibine, eserin doğumundan kaynaklanan manevi ve mali menfaatler tanınmış ve hukuksal düzenlemelerle koruma altına alınmıştır2. Fikir ve Sanat Eserleri türlerinden biri olan müzik eserleri de bu himayeden belli şartlar ve sınırlarla faydalanmaktadır. Bu yönüyle müzik eserlerini meydana getiren kişiler yönünden hukuki himaye sağlanması amaçlanmıştır.
Uluslararası Sempozyum
01 Kasım 2013
VI. Sağlık Hukuku Sertifika Programı
07 Aralık 2013
Henüz bir makale yazmamıştır.
Henüz yorum yapılmamıştır.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamıştır. Eğer yorum yapmak istiyorsanız üye girişi yaptıktan veya yeni üye olduktan sonra yorum yapabilirsiniz.